28 Şubat 2016 Pazar

Şile Deniz Feneri



Geçen hafta pazarı iki ayrı post olarak yazmak istedim işte bu ikincisi. Saklı Gölden sonra Fener'e de gitmiştik benim için çok önemliydi. Yıllar önce Ayfer Tunç'un "Yeşil Peri Gecesi" adlı kitabında geçiyordu hatta kitap burada sona eriyordu. O gün bu gündür gitmek istiyordum nasip bu günlereymiş.
Karadeniz'deki denizcilere yol gösteren bu güzelliği öncelikle uzaktan görmek istedim.




Daha sonra feneri yakından görmeye gittik. Bu kadar kalabalık olmasını beklemiyordum hava kapalı ve yağmurluydu. Türkiye'nin en büyük feneri olması ve İstanbul'da gidilecek en özel yerlerden birisi olması ilginin kaynağı diye düşünüyorum. 




Fenerin içinde bizi küçük bir müze bekliyordu. Müzede önceden kullanılan fenerler, minik antika fenerler, eski ampuller, mercekler sergilenmekte. 
Şehrin kalabalığından uzaklaşarak güzel bir hafta sonu geçirmek için gidilmesi gereken yerlerden diyebilirim.










26 Şubat 2016 Cuma

Şile Saklı Göl



Geçtiğimiz hafta sonu Şile Saklı Göl'e gittik. Yıllardır gitmek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım için erteleyip durduğum yerdeydim. Sabah erkenden uyandım ve hazırlanmaya başladım; içimde kelebekler kıpırdanıyordu resmen :))
Kısa bir yolculuktan sonra vardık beklenilen yere kuzenimin ısrarları sonucunda dışarda oturduk. Hava kapalıydı ve hafiften yağmur başladı her şey istediğim gibi gidiyordu gün benden yanaydı.




Kahvaltıdan sonra çevreyi keşfe çıktık tabi yağmurun izin verdiği kadarıyla. Gölün etrafı ördek ve kazlarla doluydu orman mis gibiydi yağmur bir durup bir yağdı ben de bol bol fotoğraf çekildim.




Gölde ördeklerin yanında balıklar da bir sepet ekmek yediler pes etmemek niyetindeydim ama pes eden taraf ben oldum çünkü ekmek kalmadı :))




Karamandere Saklı Göl'e gelince çalışanları güler yüzlü ve nazikti, servis son derece hızlıydı, mekan fiyatları bulunduğu yere göre normaldi. 
Daha güzel olabilirdi dediğim anlar da vardı ama her şey o kadar güzeldi ki onları görmezden geldim. 







16 Şubat 2016 Salı

Alışveriş - Lamy Vista, Moleskine, Legami

Merhaba,
Bir alışveriş postuyla karşınızdayım. Hepsini bir seferde yazmak istediğim için biraz ertelenmiş bir post oldu. Uzun zamandır istediğim ama bir türlü alamadığım Lamy kalemime kavuştuğumu duyurmak istiyorum. Lamy serüvenim önce versatil (mekanik uçlu kalem) ile başladı daha sonra tükenmez kalem ile devam etti. Dolma kalem kullanmayı çok istediğim halde almaya bir türlü cesaret edemedim. Aslında deneyimim olmuştu ama yanlış bir seçim yaptığım için devam edemedim. Şimdi bu şeffaf Lamy benimle :)) 




Geçen yıl başladı Moleskine merakım, çok fazla yok aslında sadece 4 tanecik oldu. Bunu tesadüfen Starbucks rafında gördüm ve gerçekten çok uygundu. Fırsatı kaçırmadım ve benimle eve geldi. Çizgili olması çok iyi oldu malum son zamanlarda çizgili defterlere olan ilgim arttı. 




Bunlar da yeni ayraçlar, Legami markasının yeni ürünlerini çok beğendim. Kadıköy'de bir kitabevinde Legami standı vardı çok şaşırdım aslından büyük mağazalar yeni ürünleri getirmeyince artık gelmez diye düşünmüştüm. 
Son zamanlarda aldıklarım bunlar uzun süre bir şeyler almam artık. :))



















11 Şubat 2016 Perşembe

Pentel Graph600 Versatil Kalem

Merhaba,
Bu gün sizlere Pentel markasına ait Graph600 model versatil kalemi tanıtmaya çalışacağım. Yaklaşık 6 yıl önce bir çılgınlık halimde almıştım bu kalemi. Aldığımdan beri öyle aman aman kullanmadım 0.7 uç olduğu için olsa gerek.




Ben tercihimi mint yeşilinden yana kullandım ama şu an beyaz, sarı, siyah ve lacivert olmak üzere 4 rengi daha var.


                           


Kalemin yazımı son derece yumuşak, tırtıklı tutacak kısmı kolay bir yazım sağlamakta. Tüm ağırlığı bu kısımda, ağırlığın tutacak kısımda olması her ne kadar iyi olsada sert bir bitiş gibi geldi.


                               

Sirkeci ve Kadıköy'deki kırtasiyelerde bulabilirsiniz ama fiyat araştırması yapmadan satın almamanızı öneririm aynı ürüne çok farklı fiyatlandırmalar yapılmış benden söylemesi.




4 Şubat 2016 Perşembe

Yeni Defterler ^.^

Merhaba,
Kasım ayında aldığım defterin serisini tamamlamanın mutluluğu içerisindeyim. Manisa'da bir D&R'da görüp aldım bu defteri. Çizgili defter kullanamadığım için bir kaç gün bir köşede bekledi sonra blogu açınca not tutarım diye yanımda taşımaya başladım. Konuyu buraya taşımamdan anlaşılacağı gibi çok sevdim ve İstanbul'da D&R'larda görünce çok sevindim ama birini bulmakta zorlandım dün serinin eksik parçasını bulunca tamam dedim artık yazabilirim :)


Ottoman moustache; kırmızı fes ve bıyıkla çok sevimli görünüyor. 



British moustache; fötr şapka, tek camlı gözlük ve bıyık bence en sevimlisi bu model olmuş. ^.^



French moustache; bere (şapkaların tarihçesinin yalancısıyım) ve bıyık (en sevimsiz bıyık). 



İtalian moustache; aşçı şapkası, şapkanın kenarından çıkan saç ve bıyık. Tam yemek tarifi yazmalık. :))